Evliya Çelebi, 400 yıl öncesinde keşfetmiş bu bitkinin varlığını.Ünlü Seyahatname sinde bakın neler söylüyor kapari için , ÇORUM un OSMANCIK İlçesini tanıttığı bölümde?... İşte bu kumlu toprakta, bu iklim şartlarında GEBRE adında bir yemiş yetişiyor ve bu yöre halkı bu yemişin sirkeli turşusunu yapıyor.Bu turşu için ÇOK FAYDALI diyor Evliya Çelebi.Faydalı oluşu hastalıklara deva olmasından, zindelik, sağlık , güç vermesinden olsa gerek.Ve meşhur olması da lezzetli, faydalı oluşundan Akdeniz Ülkelerinde ilk çağlardan bu yana gıda ve tedavi amaçlı kullanılan kapari bitkisinden günümüzde boya ve kozmetik sanayiisin de yararlanılmakta.Kaparinin bezelye büyüklüğündeki tomurcuklarının protein, vitamin, mineraller, rutin ve hardal yağı glikosidi yönünden oldukça zengin olması, onu doyurucu bir besin haline getiriyor.Özellikle turşusunda ortaya çıkan iştah açıcı aromatik kokusunun kaynağı da hardal yağı glikosidi.Kapari turşusunda sadece kokusunu değil, keskin tadını da bulabilirsiniz hardal yağının.Gençleştirici ve afrodiziak -cinsel gücü arttırıcı- etkisi de keşfedilen kapari tomurcukları, Avrupa ve Amerika da vazgeçilmez bir çeşni olarak sofrada yerini alıyor.Özellikle Batı Avrupa ülkelerinde kaliteli bir meze olarak kabul görüyor.Kapari tomurcukları salamura edildikten sonra, zeytinyağı ve limonla işlem görüyor ve mezeye dönüşüyor;sofraların baş tacı oluyor.Kaparinin tomurcukları dışında karpuzcuk da denilen meyveleri ve sürgün uçları da salamura ve sirkede muhafaza edilmek suretiyle gıda olarak değerlendiriliyor.Özellikle de Kıbrıs ta ve İspanya da sürgün uçları, vejetasyonun başlarında taze iken toplanıyor.Tabii yine sirke ve tuz ile terbiyelendikten sonra tüketiliyor.Çünkü acılığı- ki bu acılık içeriğindeki hardal yağı glikosidinden kaynaklanıyor- ancak bu şekilde gideriliyor ve asıl tadı ortaya çıkıyor.İnsanlar kapariyi gıda niyetine tüketirken aynı zamanda, pek çok hastalığa karşı da bağışıklık kazanıyorlar.Örneğin özündeki rutin, kılcaldamarlardaki kanamaları önlüyor.
Hayvanlar yediğinde ise sonuç inanılmaz.Süt ve yumurta verimi oldukça artıyor.Kaparinin her şeyi değerli; hiçbir şeyi atılmıyor.Dal uçları, tomurcukları, meyveleri gıda sektöründe;yaprakları sertleşmiş dalları, kökleri de ilaç, boya ve kozmetik sanayiinde değerlendiriliyor.İspanyollar köklerinden yaptıkları ilaçları, hemoroidin tedavisinden kalça rahatsızlıklarının giderilmesine, kadınların regl dönemlerinin düzenlenmesinden sancıların giderilmesinde kullanmışlar.Sirkesinden diş ağrılarının giderilmesinde faydalanılmış.Yine köklerinden zehirlenmelere karşı panzehir elde etmeyi başarmışlar.Hindistan da kaparinin kök kabuğu, taze veya kurutulmuş olarak yüzyıllardır müshil, tonik balgam söktürücü, solucan düşürücü, ağrı kesici olarak kullanılmakta.Romatizma ağrıları olanlar, felç geçirenler, dalak büyümesi şikayeti olanlar şifayı kaparinin kök kabuklarından elde ettikleriilaçlarda bulmuşlar.Avrupa da meyveleri ve çiçek tomurcukları, müshil(kabızlık giderici) ve diüretik(idrar söktürücü) olarak kabul edilmekte, uyarıcı ve iskorbüt hastalığını önleyici olarak değerlendirilmekte.Yaprakların ezilmesiyle hazırlanan lapa ise gut hastalığının tedavisinde kullanılmaktadır.Ayrcıa kan bozuklarının giderilmesinde yine kapariye başvurulmakta.Türkmenistan da kapari türlerinden polifenol nitelikli altı madde elde ediliyor.Uluslararası Kanser Enstitüsün de yapılan çalışmalarda kapari, antitümör aktivitesi sağlayan ekstrakt ın hazırlanmasında kullanılan bitkiler arasında yer alıyor.
BİTKİSEL ÖZELLİKLERİ
|
Kuvvet verici, idrar söktürücü gibi tıbbi özellikleri olduğu Baytop (1984) tarafından; ekstratının yaşlı ciltleri canlandırıcı ve normal hale getirici kozmotik özellikleri de olduğu Lemmi ve Rovesti (1980) tarafından belirtilen kaparinin asıl önemi tomurcuklarının gıda olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Yeterli ve dengeli beslenmede vitamin ve mineral maddeler açısından ilk akla gelebilecek bitkilerden birisi olan, Türkiye'de tüketimi yaygın olmayan, kaparinin çiçek tomurcukları mineral maddece oldukça zengindir. 100 g yenebilen kuru maddede: 67 mg kalsiyum, 65 mg fosfor, 9 mg demir, 24,01 g protein bulunmaktadır (Aktan, ve ark., 1981).
Halk arasında, kebere, deve dikeni, gevil, bubu gibi değişik isimlerle anılan kapari=kebere (Capparis sp.) Akdeniz iklimi özelliklerini taşıyan yerlerde doğal olarak yetişmektedir. Çalımsı yapıda, dikenli, dik veya yatık olarak büyüyen kapari bitkisi kıraç ve taşlık alanlarda da gelişebilmektedir. Kaparinin kuraklığa dayanıklılığı üzerinde yapılan çalışmalar; bitkinin: kuraklığa karşı gerekli osmotik uyumu sağlaması, stoma açılmasını düzenlemesi, hücre duvarının özellikleri ve kök yoğunluğunu artırması ile ilişkili olduğunu ortaya koymuştur (Rhizopoulou, 1990). Bu özelliklerinden dolayı kıraç ve kurak alanlarda da gelişebilen kapari bitkisi, çok yıllık olduğu, kökleri de çok derine gittiği (40 metreye kadar), için eğimli yerlerde erozyon kontrolünde de kullanılabilmektedir.
Kapari bitkisinin çiçek tomurcukları gıda sanayiinde kullanılmaktadır. Gerek salamura, gerekse konserve olarak işlenen bu tomurcuklar ihraç ürünlerimiz arasında yer almaktadır. Türkiyede fazla bir tüketim alışkanlığı olmayan kaparinin son yıllarda ihracatının, dolayısıyla ekonomik öneminin arttığı dikkati çekmektedir
|
Tohum - fidan - ürün alımı ve satışı :
Sales Manager
Aynur EKER
Merkezi Ofis:
Tel : 0(364) 611 49 71 pbx
Fax: 0(364) 611 78 20
GSM/SMS : +90 505 843 48 81
Fidanlık Ofis:
Tel : 0(364) 611 49 71
Fax : 0(364) 611 49 68
MSN/E-MAIL:
osmanciktarim@hotmail.com
Osmancık Tarım Ürünleri Gıda Hayvancılık Çiçekçilik Peyzaj San. ve Tic. Ltd. Şti.
|
|
TÜRKİYE DE DOĞAL OLARAK YETİŞTİĞİ VE YETİŞTİRİLEBİLECEĞİ BÖLGELER
Kaparinin (Capparis L.) Türkiye de C. spinosa L. ve C. ovata Desf.,olmak üzere iki türü, her iki türe ait üçer alt türü bulunmaktadır (Davis, 1982).
***C. spinosa L.
C. spinosa var. inermis Turra
C. spinosa var. spinosa Zoh.
C. spinosa var.aegytia Lam.
***C. ovata Desf.
C. ovata var. palaestina Zoh.
C. ovata Desf.var. canescens (Coss.) Heywood
C. ovata var. herbacea Willd.
Ticaretinde türler ve alt türlere göre belirli bir tercihin olmadığı kapari, Batıda İstanbul dan, Çanakkale den Doğuda Artvin e, Hakkari ye; Kuzeyde Zonguldak tan Güneyde Urfa ya, Mardin e kadar Türkiyenin Akdeniz iklimi gösteren her yerinde doğal olarak yetişmektedir (Davis, 1982). Kültür koşullarında yetiştirilebileceği bölgeler de bitkinin doğal olarak yayılış gösterdiği Akdeniz iklimi gösteren bütün bölgeler olarak tanımlanabilir. Ancak doğal olarak kurak ve kötü koşullara çok iyi adapte olabilen bu bitkinin yetiştirme alanın da verimli arazilerden değil diğer bitkiler tarafından değerlendirilemeyen tarım dışı alanlardan seçilmesinde yarar vardır. Böylece hem diğer ürünlerle rekabete girmeyecek hem de pazar fiyatları ne olursa olsun bitkinin belirli bir alandan ekonomik getirisi olacaktır.
-
-
-
-
-
DOLAR AÇAN TOMURCUKLAR
-
-
-
-
-
KAPARİ YADA YEREL ADIYLA ''GEBERE'' OSMANCIK ANAVATANI...
|
|